BASINA VE KAMUOYUNA
30 Haziran 2020
Bugün sabah saatlerinde Ak Parti Genel
Başkan Yardımcısı Cahit Özkan tarafından Avukatlık Kanunu'nda değişiklik
yapılmasına dair hazırlanan tasarı nihayet kamuoyuna açıklanmıştır.
Öncelikle belirtmek isteriz ki açıklama
esnasında dile getirilenler, kamuoyunu yanıltmaya yöneliktir. Bu da
göstermektedir ki bu taslağı hazırlayanlar ne barolar ne avukatlar ne stajyer
avukatlar ve baroların seçim sistemi hatta ne de temsilde adalet konusunda
fikir sahibidirler.
Baroların Avukatlık Staj Eğitimi
veremediğinin açıklanması Barolara yapılan büyük bir haksızlıktır. Bunun asli
nedeni kontrolsüz biçimde çoğaltılan hukuk fakülteleri, fakültelerde öğrenim
görmekte olan 80 bin kişi ve her yıl mezun olan 20 bin hukuk öğrencisine neden
olan sistemdir.
Şayet stajyer sayısı ve eğitim kalitesi
gerçekten önemseniyor olsaydı birçok akademik meslek için uygulanagelen sınav,
4 yıl ertelenmezdi.
Bu zor koşullar altında bile binlerce
stajyer avukat barındıran barolarımız, hiçbir fakültede olmayan biçimde 30 – 40
kişilik gruplarda aktif eğitim yöntemleriyle eğitimlerini sürdürmektedirler.
Üstelik bu eğitimleri başka herhangi bir kaynağa sahip olmadan
meslektaşlarımızdan tahsil edilen aidatlarla gerçekleştirmektedirler.
Üstelik kamuoyunu günlerce “barolar
siyaset yapıyor” söylemleriyle meşgul ettikten sonra ortaya konan çoklu baro
projesi; esasında baroları siyaseten bölme, ayrıştırma amacını ortaya
koymaktadır. Baroların siyasallaşması ya da daha doğru bir deyişle
kutuplaşmasının asıl şimdi önü açılmaktadır.
Çoklu baro sınırı olarak 5.000 sayısının
neye göre belirlendiği ve hangi ölçütlere göre 2.000 avukata ayrı baro kurma
hakkı verildiği ise hiçbir biçimde ortaya konulmamaktadır.
Sayın Ak Parti Grup Başkan Vekili Cahit
Özkan, 80 baro ve TBB'nin iki ayrı açıklamasına ve baro başkanlarının çoklu
baroya karşı Ankara'ya yürümüş olduğunu bilmesine, hatta baro başkanları
tarafından mecliste bu durum kendisine açıkça bildirilmesine rağmen, yapmış
olduğu açıklamasında bu değişikliğin baroların ve hukukçuların desteğini
aldığını ifade etmektedir.
80 Baro olarak biz çoklu baroyu
istemiyoruz, bu düzenleme peki kimin için ve ne maksatla yapılmaktadır.
Temsilde adalet için ortaya konan
düşünceler ise gerçekçi değildir ve kabul edilemez. Bu taslak kanunlaşırsa 44
üyesi olan bir baromuz ile 4.958 üyesi olan başka bir baromuzun TBB de
temsilinde 4'er delegeye sahip olacaklardır. Bu ne demokrasi ne de temsilde
adalet olguları ile bağdaşır.
Ayrı bir organ olarak seçilen baro
başkanının görevinin sona ermesi halinde yönetim kurulu içinden bir baro
başkanının belirlenmesi hususu, seçmen iradesine saygısızlığın bir ifadesidir
ve kanun genel sistematiğine uymamaktadır.
Açıklanan teklifin içerisinde yer alan
bazı popülist değişiklikler ise yine teklifi hazırlayanların gerçeklerden ne
kadar uzak olduklarının bir başka kanıtıdır. Genç avukatlar için ortaya konan
aidat indirimi, bugün birçok baromuz için sorun olmaktan çoktan çıkmış ve çok
sayıda baromuzca genel kurul kararlarıyla aidat indirimlerini çoktan
gerçekleştirmişlerdir.
Keşke bu öneriyi getirenler, sesimize kulan
verip özellikle genç meslektaşlarımızı ilgilendiren CMK görevlendirmelerinde
ücretlerin avukatlık asgari ücret seviyesine çekilmesi taleplerimizi yerine
getirmiş olsalardı. Bu bile teklifte gerçeklerin nazara alınmadığını
göstermektedir.
Biz 19 Mayıs ve 1 Haziran açıklamaları
ile 19-22 Haziran Ankara Yürüyüşü'nde çoklu baro uygulamalarına tümden karşı
olduklarını açıklayan ve hazırlıkların sona erdirilmesini isteyen baro
başkanları olarak
Siyasi iktidara bu bölme ve parçalama
projesinden vazgeçmesi,
Demokratik kamuoyuna halkın sesinin
kısılmasına yol açacak bu projeye karşı çıkarak, barolarına sahip çıkmaları
için bir kez daha çağrıda bulunuyoruz.
Bizler Türkiye'nin Baroları olarak 03
Temmuz 2020 tarihinde saat 14.00'da Barolarımıza kayıtlı tüm meslektaşlarımızı
Ankara'da yapılacak Büyük Savunma Mitingi'ne davet ediyoruz.