Türkiye Cumhuriyet, 19. Yüzyılın sonlarındaki buhranlı dönemler ve akabinde gerçekleşen Kurtuluş Savaşı sonrasında özveriyle kurulan bir devlettir. Bağımsızlık mücadelesini başarıya ulaştıran Mustafa Kemal önderliğindeki kadro kurtuluş mücadelesinin sonrasında çağdaşlık ve demokrasi mücadelesine girişmiştir. Tebalıktan vatandaşlığa, kulluktan birey olmaya giden yolda yapılan devrimlerden en önemlilerinden biri de 17 Şubat 1926 tarihli Medeni Kanun'un kabulüdür.
Medeni Kanunla; dili, dini, cinsiyeti ne olursa olsun her vatandaşımız eşit hak ve sorumluluklara sahip olmuştur. Bireyler, toplumsal yaşamın her alanına katılabilmiştir. Bu kanunla Türk kadını; erkeklerle eşit şartlarda ekonomik, sosyal, siyasal yaşama katılma imkânına kavuşmuştur. Kadınlarımız, bu kanundan doğan haklarıyla ülkemizin kalkınmasına ciddi katkı sunmuşlar ve sunmaya devam etmektedirler.
Medeni Kanun gibi hukuk devrimlerinin yanısıra sosyal, siyasal, kültürel, toplumsal ve eğitim alanında yapılan tüm devrimler, ülkemiz için büyük bir kazanımdır.
Çanakkale Barosu, Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık hedefi yönünde aynı azim ve kararlılıkla yürümeye devam ederek elde edilen kazanımları koruyacaktır.
Özgecan'larımızın öldürülme utancının yaşandığı, kadın-erkek eşitsizliğinin sürdüğü, çocuk gelinlerin hala devam ettiği, kısacası bize yakışmayan bir Türkiye manzarasının son bulması en büyük temennimizdir.
Medeni Kanun'un kabulünün 89. yıldönümünü bu duygu ve düşüncelerle kutlar, herkese saygılarımı sunarım.
Av. Bülent Şarlan