Kamuoyunda “Gezi Davası” olarak bilinen ve
17 kişinin 2013 tarihli Gezi Parkı eylemlerini organize ederek, hükümeti
devirmeye kalkıştıkları gerekçesiyle yargılandıkları davada mahkeme heyeti oy
çokluğu ile, T.C.K. md.312/1 kapsamında sanık Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına, diğer sanıkların ise aynı suça
iştiraklerinin yardım boyutunda kaldığından bahisle 18’er yıl hapis cezasıyla
cezalandırılmasına karar vermiştir. Daha önce beraat kararı verilen aynı olay
ve olgular hakkında, delillerde ve tüm dosya kapsamında hiçbir unsur
değişmemesine rağmen verilen bu mahkumiyet hükümleri hukuk devleti ve hukuk
güvenliği ilkeleri açısından kaygı vericidir. Üstelik aynı heyette görev yapan
bir hakimin karşı oy yazısında belirtildiği üzere, dosyada bulunan tek delil
olan dinleme kayıtlarının hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu iddiası
karşısında, yasak delile dayanarak ve destekleyici somut, kesin, her türlü
şüpheden uzak ve inandırıcı hiçbir delil olmaksızın bu şekilde karar verilmesi,
hukuken kabul edilebilir olmadığı gibi, hukuka güven adına da zarar vericidir.
Tüm bu hususlara bir de yargılama
sürecinde, AİHM tarafından tespit ve tescil edilen hak ihlallerinin eklenmesi
ile ceza yargılamasına hakim temel ilkelere, hukuk devleti prensiplerine, temel
hak ve özgürlüklere, ulusal ve tarafı olduğumuz uluslararası hukuki
düzenlemelere açıkça aykırılık oluşturan nihai sonuç ortaya çıkmaktadır.
Çanakkale Barosu olarak hukuk devletine ve
hukukun üstünlüğüne olan inancımızın en güçlü şekilde devam ettiğini ifade
ederek, aksi yöndeki tüm durumlarda mücadelemizin hukuk ve adaletin tecellisi
yönünde olduğunu saygıyla bildiririz.
ÇANAKKALE BAROSU