İnsan Hakları Günü Basın Açıklaması
Bugün
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabul edilişinin 70. yıl dönümü. İkinci
Dünya Savaşının hemen ertesinde iki büyük savaştan edinilen acı deneyimlerin üzerine,
ortak bir değerler sistemi oluşturmak amacıyla 1945 yılında Birleşmiş Milletler
kurulmuş,10 Aralık 1948 yılında da İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi kabul
edilmiştir. Evrensel değerler olarak nitelenen insan hakları ve özgürlükleri,
bireylerin insan olmaları nedeniyle doğuştan sahip oldukları temel hak ve
özgürlükler bütünü olup onurlu bir yaşamın vazgeçilmez ögeleridir. Bugün 70.
Yıl dönümünü kutladığımız bu anlamlı günde ülkemizdeki tablo özetle şöyledir:
Kadınlara
ve çocuklara yönelik şiddet artarak devam etmektedir. Mevzuatta yapılan
iyileştirmelere rağmen, hukuki ve idari uygulamalardaki eksiklikler şiddet
mağduru kadınları korunmasız bırakmaya devam etmektedir. Geride bırakacağımız
2018 yılında da ne yazık ki, çocuklara yönelik şiddet ve cinsel istismar
vakaları azalmış değildir. Yılın ilk yarısında katledilen kadın sayısı
geçtiğimize yıldakiyle aynıdır.
Ülkemizin
iş kazalarındaki kötü sicili devam etmektedir. En temel insan haklarından olan
doğru haber alma hakkı, basın özgürlüğüne dönük saldırılar nedeniyle ağır darbe
almıştır. Yine, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına yönelik çok sayıda olumsuz
yargı kararı kamuoyuna yansımış, bunun yanı sıra, pek çok kez alınan yargı
kararlarına rağmen doğa katliamlarının devam ettiği görülmüştür.
Bu örnekleri
çoğaltmak mümkündür. Ancak bizler bugün, insan hakları dendiğinde, en yakın ve
en derinden gördüğümüz, hissettiğimiz bir konuyu özel olarak vurgulamak
istiyoruz; o da adil yargılanma hakkı ve bu bağlamda yargı bağımsızlığıdır.
2018 yılında bizler de herkes gibi, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını
yitirdiğine ilişkin çok sayıda işaret gördük. Ülkemizin AİHM önünde en çok
mahkum olduğu hak ihlallerinin başında, adil yargılanma hakkı gelmektedir. Anayasa
Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurularda, mahkemenin hak ihlaline karar
verdiği dosyaların %78’i adil yargılanma hakkına ilişkindir. Uygulamada da
mevzuatta adil yargılanma hakkına aykırı, adaletin tesisini engelleyici pek çok
sorunla karşı karşıyayız. Savunma hakkı kısıtlanmaya çalışılmaktadır.
Avukatların yargının kurucu erki olduğu gerçeği halen göz ardı edilmektedir.
OHAL’in sona ermesine rağmen, OHAL ile birlikte hayatımıza giren, insan
haklarına aykırı pek çok uygulama varlığını korumaktadır. Yapılan
araştırmalarda, halkın yargıya güven endeksi %20’lere kadar düşmüştür. Bu hazin
bir tablodur. Biz avukatlar bu güçlüklere rağmen, adalet mücadelemizden asla
vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz de.
Hak
arama mücadelesinde insan haklarından yana tavır alan ve bu yönde hak
mücadelesi veren biz avukatlar ve Barolar bugün de aynı onurlu mücadelenin
içerisindeyiz. Bu mücadele içinde diğer sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri
ve demokratik platformlarla dayanışma içindeyiz. Bu dayanışmanın artarak
sürmesini umuyoruz. Çanakkale Barosu’nun kurulduğu tarihten bugüne yürüttüğü
temel hak ve özgürlük mücadelesini kararlılıkla devam ettireceğini kamuoyunun
bilgisine saygıyla sunarız. 10.12.2018
Çanakkale Barosu İnsan Hakları
Komisyonu