Mevzuat İzleme Komisyonu 8. Bülteni
Tarih: 15.09.2014 23:00:00| Okunma Sayısı: 2055

 
MEVZUAT İZLEME KOMİSYONU

8. BÜLTEN

 

(29/04/2014 – 12/09/2014)

 

KANUNLAR

 

- TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN 15/05/2014 tarihli RG'de yayımlanmıştır. *

 

      * Tarım arazisi niteliğindeki taşınmazlarla ilgili ortaklığın giderilmesi davaları yönünden çok önemli değişiklikler ve yenilikler içerdiğinden, Kanunun ayrıntılı olarak incelenmesini önermekteyiz. (Mevzuat İzleme Komisyonu)

 

- TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN 28/06/2014 tarihli RG'de yayımlanmıştır. *

 

      * Bazı idari davalardaki dava açma süreleri 30 güne düşmüştür. CMK ve TCK'da değişiklikler yapılmıştır. Kanunun ayrıntılı olarak incelenmesini önermekteyiz. (Mevzuat İzleme Komisyonu)           

 

- ÇANAKKALE SAVAŞLARI GELİBOLU TARİHİ ALAN BAŞKANLIĞI KURULMASI HAKKINDA KANUN 28/06/2014 tarihli RG'de yayımlanmıştır.

 

- TERÖRÜN SONA ERDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMENİN GÜÇLENDİRİLMESİNE DAİR KANUN 16/07/2014 tarihli RG'de yayımlanmıştır.

 

- İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN 11/09/2014 tarihli mükerrer RG'de yayımlanmıştır.

 

 

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI

 

1.     5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 102/5-3. cümlesi iptal edilmiştir. Karar 09/05/2014 tarihli RG'de yayımlanmıştır.

2.    2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 8. maddesinin (A) fıkrasının (3) numaralı bendinin ikinci cümlesi iptal edilmiştir. Karar 09/05/2014 tarihli RG'de yayımlanmıştır.

 

3.    5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun geçici 36. maddenin birinci fıkrasında yer alan “... bu maddenin yayımı tarihinde itibaren altı ay içinde talepte bulunması kaydıyla...” ibaresi iptal edilmiştir. Karar 09/05/2014 tarihli RG'de yayımlanmıştır.

 

4.    6524 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un (HSYK değişikliklerini de içeren kanun) bazı maddeleri Anayasa'ya aykırı bulunmuş ve AYM tarafından iptal edilmiştir. Karar 14/05/2014 tarihli RG'de yayımlanmıştır.*

 

* Kararın sonuç bölümü çok uzun olduğundan ilgilenenlerin 14/05/2014 tarihli RG'ye bakmaları önerilir. (Mevzuat İzleme Komisyonu)

 

5.    5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesinin (7) numaralı fıkrasının (a) bendi ve son paragrafının birinci ve ikinci cümlesi Anayasa'ya aykırı bulunmuş ve AYM tarafından iptal edilmiştir. Karar 23/05/2014 tarihli RG'de yayımlanmıştır.

 

6.    5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 14. maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer alan “veya soruşturma konusu olan suçun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir başka suçtan soruşturması veya böyle bir suçtan tutuksuz yargılaması devam etmekteibaresi  Anayasa'ya aykırı bulunmuş ve AYM tarafından iptal edilmiştir. Karar 23/05/2014 tarihli RG'de yayımlanmıştır.

 

7.    Başvurucuların kamulaştırmasız el atma nedeniyle belediyeye karşı açtıkları dava sonucunda hükmedilen tazminatı, icra takibi sonucunda da alamamaları nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne yaptıkları bireysel başvuru kabul edilmiş, ihlal tespit edilmiş ve başvuruculara tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Bu karar 06/06/2014 tarihli RG'de yayımlanmıştır. (Anayasa Mahkemesi 2013/711 Başvuru No)  

 

8.    5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 51. maddesi iptal edilmiştir. Karar 26/07/2014 tarihli RG'de yayımlanmıştır.

 

 

 

YARGITAY KARARLARI

 

 

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinden:

 

ESAS   : 2013/17905

KARAR           : 2014/165

              2013/336015

YARGITAY İLAMI

MAHKEMESİ   : AKYAZI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ                   : 5/12/2012

NUMARASI     : 2012/501-2012/537

DAVACI                  : FİNANSBANK A.Ş.

VEKİLİ          : AV. ŞADUMAN KOÇ

DAVALI                  : AHMET TIĞLI

Taraflar arasında görülen davada Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 5/12/2012 tarih ve 2012/501-2012/537 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi kanun yararına bozma isteminde bulunan davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Zeliha Çubuk tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

 

Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı arasında imzalanan Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi çerçevesinde davalının tüketici konumunun bulunmamasına, şikayet konusu hakkında Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin karar verme yetkisi olmamasına ve davalı hesabından hesap işletim ücreti alınmasının sözleşmeye ve yasaya aykırılık teşkil etmemesine rağmen, davalının başvurusu üzerine Akyazı Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetince davalının mevduat hesabından tahsil olunan 67,50 TL hesap işletim ücretinin müşteriye iadesine ve takip eden yıllarda tüketiciden hesap işletim ücreti alınmamasına karar verildiğini ileri sürerek, anılan hakem heyeti kararının iptalini talep ve dava etmiştir.

 

Davalı davaya cevap vermemiştir.

 

Mahkemece, dosya kapsamına göre, Akyazı Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 31/8/2012 tarih ve 2012/326 sayılı karar ve ekinde belgelerin incelenmesi neticesinde davacının iddiasını destekleyen bilgi ve belgelere ulaşılamadığı, davacı vekilinin tüketiciden yapılan kesintinin tüketici kredisine ilişkin olmayıp mevduat hesabından alınan hesap işletim ücreti olduğuna ilişkin iddiasının gerçeği yansıtmadığı, tüketici tarafından yapılan ödemenin tüketici kredisine ilişkin olduğu, tüketici sorunları hakem heyeti başkanlığı tarafından gönderilen karar ekinde yer alanödeme dekontlarından anlaşıldığı ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici kredisinden olduğu değerlendirilerek, söz konusu kesintinin 4077 sayılı Kanunun 6. maddesinde belirtildiğşekilde tüketici ile müzakere edilmeyen ve iyi niyet kurallarına aykırı olarak tüketici aleyhine sonuç doğuran haksışart niteliğinde olduğu, tüketici sorunları hakem heyeti kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karar aleyhine Adalet Bakanlığı’nın yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması talebinde bulunulmuştur.

 

Dava, tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesi gereğince Bakanlıİl veİlçe Merkezlerinde bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklara çözüm bulmak suretiyle en az bir Tüketici Sorunları Hakem Heyeti oluşturmaları gereklidir. Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin görev alanı ancak 4077 sayılıTüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalan uyuşmazlıklarla sınırlıdır. TSHH görev alanı dışında kalan konularda karar veremez.

 

Bir uyuşmazlığın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığının kabulü için aynıYasanın 2. maddesinde öngörülen tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu tüketici işleminin olması gerekir. Somut uyuşmazlık, davacı ile davalı arasında imzalanan bankacılık işlemleri sözleşmesine dayanılarak davalı adına açılan mevduat hesabından tahsil edilen hesap işletim ücretine ilişkin olup tüketici kredisi ilişkisinden kaynaklanmadığından genel görevli mahkemeler önünde çözümlenmesi gereken bankacılık işlemi mahiyetindedir. Taraflar arasında Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalan uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin tüketici kredi sözleşmesinden kaynaklandığının kabulü ile hakem heyetinin görev alanı içinde kalmayan bu uyuşmazlıkla ilgili verdiği kararın iptali gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden, yazılı emir isteğinin kabulü ile hükmün kanun yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın HUMK’nın 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, gereğinin yapılması için bir kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na GÖNDERİLMESİNE, 7/1/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

—— • ——

 

Yargıtay 13. Hukuk Dairesinden:

ESAS NO       : 2014/6739

KARAR NO      : 2014/6676

2014/45664

YARGITAY İLAMI

MAHKEMESİ   : İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi

TARİHİ                   : 29/5/2013

NUMARASI     : 2013/762-2013/799

DAVACI                  : Garanti Bankası A.Ş. vekili avukat Alican Bayazıt

DAVALI                  : Dursun Aydın vekili avukat Zuhal Kemeroğlu

Taraflar arasındaki hakem heyeti kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması istenilmekle, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, Davalının kullandığı kredi nedeniyle kendisinden masraf kesildiğini, Esenyurt Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 11.1.2013 tarih ve 2013/131 sayılı kararı ile; 983,00 TL ücretin davalıya iadesine karar verdiğini ileri sürerek hakem heyeti kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.

 

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

 

Mahkemece, dosya üzerinden karar verilerek davanın kabulüne karar verilmiş; karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına temyiz edilmiştir.

 

Savunma hakkı Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alındığı gibi, karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK.’nun 27. maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, davalıya savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. HMK.’nın 320/1. maddesinde “mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği” belirtilmişse de bunun ancak ön inceleme aşamasında ve “mümkün olan hallerde” olduğu belirtilmek suretiyle yasanın uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir. HMK.’nın 27. maddesinde belirtildiği üzere davanın taraflarının, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakları mevcut olup, bu hak çerçevesinde tarafların açıklama ve ispat hakkını kullanabilmeleri gerekmektedir. Hukuki dinlenilme hakkının usul hukukundaki bir diğer yansıması ise, HMK. madde 297/1-c bendinde yer almış olup buna göre, mahkemelerin gerekçeli kararlarında, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin belirtilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Hal böyle olunca, tarafların hukuki dinlenilme hakkı bağlamında ilk derece mahkemesince duruşma yapılması kural olup, mahkemece tarafların iddia ve savunmalarının toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya üzerinde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirir. Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile İstanbul 2.Tüketici Hukuk Mahkemesi’nin 29.5.2013 tarih ve 2013/762 esas, 2013/799 karar sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, 11.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

—— • ——

 

Yargıtay 13. Hukuk Dairesinden:

ESAS NO       : 2014/10887

KARAR NO      : 2014/9790

2014/76725

YARGITAY İLAMI

MAHKEMESİ   : Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)

TARİHİ                   : 26/2/2013

NUMARASI     : 2012/299-2013/51

DAVACI                  : T.Vakıflar Bankası T.A.O vekili avukat Kenan Bek

DAVALI                  : Şerafettin Kaya vekili avukat Yusuf Işın

Taraflar arasındaki hakem heyeti kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, Tarsus Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 24/9/2012 tarih ve 2012/810 sayılı kararı ile;konut kredisinin yapılandırılması sırasında alınan 1.005,00 TL ücretin tüketiciye iadesine karar verildiğini ileri sürerek tüketici hakem heyeti kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına temyiz edilmiştir.

 

Davacı, davalının bankadan kullandığı krediler nedeniyle kendisinden 1.700,00 TL kesinti yapıldığını, tüketici sorunları hakem heyetince bu kesintinin davalı tüketiciye iadesine karar verildiğini ileri sürerek tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Uyuşmazlık; davalı banka tarafından alınan masrafların zorunlu olup olmadığı hususundadır.

 

Davalı bankanın tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı bulunduğu anlaşılmakta ise de, somut uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceğinin kabulü gerekir. Buna göre; mahkemece, davalı bankadan bu yönde delilleri sorulduktan sonra, konusunda uzman bilirkişi ya da heyetinden, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında ve kredinin kullanılması için zorunlu, makul ve belgeli masrafların neler olduğunun tespiti noktasında rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26.2.2013 tarih ve 2012/299 esas, 2013/51 karar sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 31.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

—— • ——

 

 

 

 

19.04.2024
AV. HANDE KESKİN
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.