“ÇANAKKALE SAVAŞI; HAK ARAYIŞIN İLHAMIDIR.”
Tarih: 17.03.2021| Okunma Sayısı: 579

 

“ÇANAKKALE SAVAŞI;

HAK ARAYIŞIN İLHAMIDIR.”

Çanakkale Savaşı;

106 yıl evvel, yokluk ve yoksulluğa rağmen azim, cesaret ve birliktelikle emperyalizme baş kaldırılan eşsiz bir mücadele, sadece Osmanlı’nın ve Çarlık Rusya’nın değil cihan savaşının da seyrinin değiştiği, Türkiye Cumhuriyetinin önsözünün yazıldığı, Atatürk gibi bir liderin ve hukuk devrimcisinin doğduğu bir dönüm noktasıdır. Verilen mücadele tüm dünyaya  “Çanakkale Geçilmez” dedirtirken, bugüne miras bıraktığı “Çanakkale Ruhu” ise biz hukukçulara ilham vermekte, mesleğimizi icra ederken yolumuza ışık tutmaktadır.

ÇANAKKALE, SAVUNMADIR… 

Çanakkale Cephesi Suriye, Irak, Yemen cepheleri gibi bir “Savunma” cephesidir. Yardım, Taarruz ve Savunma cepheleriyle tasnif edilen cihan harbinde kazandığımız bu zafer, tarihin gördüğü en büyük, en güçlü meşru müdafaalardan biridir.

“Çanakkale Savunması”, sadece Çanakkale ve İstanbul Boğazındaki haklarımızın değil, geride bırakılan duacı anaların, yol gözleyen nişanlıların ve evlatların haklarının da savunmasıdır. 

106 yıl evvelinde milletin hak arayışının vekilleri olan askerlerimiz, o günün kahramanlarıdır. Bir ananın “Haydi oğlum, haydi git; Ya gazi ol, ya şehit!” sözleri, tarihte verilmiş en kıymetli ve anlamlı vekâlettir.

Çanakkale, hakkını aramamanın hakkıyla birlikte şerefini de kaybedeceğini bilenlerin mücadelesidir. Avrupa ve Afrika kıtaları ile Balkan Savaşlarında kan kaybedilmiş bir dönemde Çanakkale, fiziken güçsüz de olunsa, en umulmaz haksızlıklara da uğransa, hak arayışını bırakmayanların sarsılmaz kalesidir.

 

HER METREKARESİNDE HUKUK İHLALİ

Çanakkale topraklarının her metrekaresinde 6000 mermiyle birlikte, sayısız hukuk ihlali de yaşanmıştır. Uluslararası sözleşmeler, savaş hukuku, hatta insanlık hukuku çiğnenmiş; ayaklar altına alınmıştır.

 Lahey Sözleşmesi’ne rağmen, İngiliz Agamemnon Zırhlısı tarafından atılan bombalarla Süleyman Paşa Türbesi tahrip edilmiştir. Uluslararası hukukta yer alan sivil halkın ve yerleşim alanlarının savaştan zarar görmemesi ilkesine rağmen, Çanakkale Savaşı’nda hiç bir askerî özelliği olmayan yerleşim alanları, yolcu gemileri, balıkçı tekneleri vurulmuştur.

1907 Tarihli Kara Harbinin Kanunlarına rağmen zehir, zehirli ve fazla acı veren silahlar, mermi ve maddeler kullanılmıştır. Yasak olmasına rağmen kimyasal gazlar kullanılmıştır. Savaş hukukuna karşın, hastanelere, hastane gemilerine saldırılmıştır.

GÜÇLÜLER Mİ, HAKLILAR MI?

İşte böylesine hukuksuz ve fütursuz saldırılar karşısında bir hak arayışı, hukuksuzluğa tevessül etmeden ve saygıyı elden bırakmadan sürmüştür. 106 yıl önce Atalarımız, vatanını almaya gelen düşman askerini bile kucağına alıp siperine bırakırken, en vahşet anlarda dahi vicdanını terk etmezken, düşmanın bile olsa hakkına saygı duymayı dünyaya öğretmiştir.

Çanakkale, her zaman güçlülerin değil, haklıların da kazanacağının ispatıdır. Dünyanın neredeyse her bölgesinden gelip en büyük armadalarıyla, geniş olanaklarıyla savaşa girenlere karşı Atalarımız, haklıların da kazanabileceğini göstermiştir.

Çanakkale, hukuka saygı duymayanların itibarlarının da biteceğini gösterir. Nihayet itibar kaybı yaşayan İngiltere’dir, Fransa’dır ve emperyalist güçlerdir. Bugün de dünyanın neresinde olursa olsun hukuk tanımayanlar ve hukuka saygı duymayanlar, isimleri farklı olsa da her biri Churchill’dır, Hamilton’dur ve De Robeck’tir. Akıbetleri ise itibarsızlık ve yok oluştur.

 

HUKUK DEVRİMLERİNİN YOLU ÇANAKKALE’DEN GEÇER

Çanakkale toprakları sadece tıbbiyelilerin, muallimlerin değil, hukukçuların da kanlarıyla sulanmıştır. İleride büyük bir hukuk devrimcisi olacak Atatürk, bu müdafaada doğmuştur. Çanakkale Savaşlarının en önemli sonuçlarından biri, ANZAC askerlerinin ve annelerinin bile hukukuna saygı gösteren Atatürk gibi bir lideri kazandırmasıdır. Bağımsızlığımızın temelleri, Çanakkale Boğazı’nın sularında, Conkbayırı'nda ve Anafartalar'da atılmış, Anadolu‘da “Müdafa-i Hukuk” adı verilen mücadele verilmiş, sonrası ise yapılan anayasalarla, getirilen yasalarla gerçekleştirilen modern hukuk devrimleriyle perçinlenmiştir.  

106 yıl geriye baktığımızda, Çanakkale Zaferi, adil olmanın, haksızlıkla mücadele etmenin ve sonunda zafere ulaşmanın bir abidesidir. Cüppesine düğme ilikletmeyenlerin, haksızlığa boyun eğmeyenlerin izindedir. Biz Çanakkale Barosu avukatları olarak Çanakkale Ruhu’ndan aldığımız güçle ve şehitlerimizin omuzlarımızdaki sorumluluğunun bilinciyle onlardan ilham almaya devam edeceğiz.

Başta Anafartalar Kahramanı ve Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve Çanakkale Kahramanları olmak üzere adalet ve özgürlük tutkusuyla dünyayı yenenlerin huzurunda saygıyla eğiliyor, Çanakkale Ruhu’nun her zaman ülkemize yol göstermesini diliyoruz.

 

   Av. Bülent ŞARLAN

Çanakkale Barosu Başkanı

 

19.04.2024
AV. HANDE KESKİN
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.